Peygamber Efendimiz (sav)'in cinler için yazdığı ve Name-i Peygamberi -Cin Mektubu- denilen bir dua olduğu söyleniyor; bunun aslı var mıdır?
İntertte dolaşan bu rivayeti, el-Mevduat (Uydurma rivayetler) adlı eserine alan ünlü hadis alimi İbn el-Cevzî,
“Bunun uydurma olduğunda hiç şüphe yoktur” diyerek değerlendirmiştir.(bk. a.g.e, 3/169). Beyhakî “Delailu’n-nübüvve” adlı eserinde(8/188)
“Bu rivayetin uydurma olduğunu ve hadis olarak kullanılmasının caiz olmadığını” belirtmiştir. Bu rivayetin uydurma olduğunu yazan şu kaynaklara da bakılabilir: “ Suyutî, el-leâliu’l-masnua, 2/292; Muhammed Tahir b. Ali el-Hindî, Tezkiretu’l-Mevduat, 1/212).
- İnternet sitelerinde yaygın bir şekilde kullanıldığı anlaşılan ve uydurma olan bu rivayeti, bilgilendirmek için vermeyi uygun görüyoruz:Name-i Peygamberi - Cin Mektubu
Aşağıdaki mektubu Peygamber Efendimiz (s.a.v.), şeytan ve cinlere karşı yazdırmıştır. Böyle bir belaya maruz kalanlar, bu mektubu yazdırıp yastığının altına koymalıdırlar. İnşaallah şifa ve deva Allah-ü Teala´dandır.
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيْمِ
هَذَا كِتاَبٌ مِنْ مُحَمَّدٍ رَسُولِ اللهِ رَبِّ العَالَمِينَ إلَى مَنْ طَرَقَ الدَّارَ مِنَ الْعُمَّارِ وَالزُّوَّارِ وَالسَّائِحِينَ إلاَّ طَارِقاً يَطْرُقُ بِخَيْرٍ ياَ اللهُ. أَمَّا بَعْدُ فَإنَّ لَناَ وَلَكُمْ فِي الْحَقِّ سِعَةً فَإنْ تَكُ عَاشِقاً مُولِعاً أوْ فَاجِراً مُقْتَحِماً أَوْ رَاعِياً مُبْطِلاً فَهَذاَ كِتاَبُ اللهِ تَعَالىَ يَنْطِقُ عَلَيْنَا وَعَلَيْكُمْ بِالْحَقِّ إنَّا كُنَّا نَسْتَنْسِخُ مَا كُنْتُمْ تَعْمَلوُنَ وَرُسُلُنَا يَكْتُبُونَ مَا تَمْكُرُونَ اُتْرُكُوا صَاحِبَ كِتَابِي هَذاَ وَانْطَلِقوُا إلىَ عَبَدَةِ اْلأصْنَامِ وَاْلأوْثاَنِ وَإلىَ مَنْ تَزْعُمُ أَنَّ مَعَ اللهِ إلَـهاً آخَرَ لاَ إلَـهَ إلاَّ هُوَ كُلُّ شَيْءٍ هَالِكٌ إلاَّ وَجْهَهُ لَهُ الْحُكْمُ وَإلَيْهِ تُرْجَعُونَ، حم لا يُنْصَرُونَ، حمعسق تُغْلَبُونَ حم وَالْكِتَابِ الْمُبِينِ تُفْرَقُ أعْدَاءُ اللهِ وَبَلَغَتْ حُجَّةُ اللهِ وَلاَ حَوْلَ وَلاَ قَوَّةَ إلاَّ بِاللهِ فَسَيَكْفِيكَهُمُ اللهُ وَهُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ Dücane (r.a.) ALLAH Resulü (s.a.v.)´nün huzuruna gelip: "Ya Resulullah! Yatağıma yattığım zaman değirmen sesi, arı vızıltıları gibi sesler işitiyorum. Simşek parıltısı gibi şeyler görüyorum. Başımı kaldırıp baktığımda evimin orta yerinde siyah ve uzun gölge gibi bir şeyin olduğunu görüyorum. Yakalamak için elimi uzattığımda derisinin üzerinde ki kılların kirpi kılları gibi olduğunu ve ağızından yüzüme doğru ateş parçaları attığını görüp beni yakacağını zannediyor, uyuyamıyorum, korkuyorum." dedi.
Resülü Ekrem (s.a.v.) buyurdular: "Ey Ebu Dücane, evinize gelen korkunç bir mahluktur. Bana bir kağıt ve kalem getiriniz." Getirilen kağıt ve kalemi Hazreti Ali (k.v.)´ye verdi ve "Bismillah diyerek (yukarda ki duayı) yaz." buyurdu. Ebu Dücane (r.a.) diyor ki: "Resulü Ekrem (s.a.v.)´in yazdırdığı bu mektubu götürüp yastığımın altına koydum ve yattım. Gece yarısı uyanmıştım. Kulağıma şöyle bir korkunç ses geldi: Lat ve Uzza´ya yemin ederim ki bizi yaktın. Bu mektubun sahibi hakkı için bu mektubu kaldır. Senin evine bir daha gelmeyeceğiz." Ebu Dücane (r.a.) diyor ki: "Sabahleyin erkenden kalkıp Resulü Ekrem (s.a.v.)´in arkasında sabah namazı kıldım. Cinlerin feryadını Resulü Ekrem (s.a.v.)´e haber verdim." Resulü Ekrem (s.a.v.) bana şöyle buyurdu: "Ey Ebu Dücane! O mektubu kaldır. Beni hak peygamber olarak gönderen ALLAH´a yemin ederim ki eğer o mektubu kaldırmazsan onlar kıyamete kadar azap içinde kıvranırlar."
Sorularla İslamiyet
Bu haber 11750 defa okunmuştur.