KUTSAL TABUT(METAFİZİK İSTİHBARAT -2- )
FASILALAR (1)
Bir süredir İstanbul dışında çeşitli araştırmalar yapan bir ekiple beraberim...
İstanbul'dan ayrılmadan evvel Kıraç Belediyesi Başkan danışmanlarından
Sevgili Yalçın Sırakaya'nın; Nokta yayınevi sahibi Engin Uğur Bey'in yakın
ilgisiyle piyasaya çıkmaya hazırlanan "KUTSAL TABUT" kitabımızla alakalı bir
uyarısı olmuştu.
Sevgili Yalçın, DECCAL ORDUSUNUN İFRİTLERİ'NİN de bu KUTSAL TABUT'un peşinde olduğunu bildiğinden, "Kardeş rica ederim bu meseleyi sulandır, zira RİCAL'İ GAYB
bile bu savaşta şu an savunma savaşı veriyor, lütfen sen de taarruzda olma..."
deyip, bir takım hatırlatmalarda bulunmuştu.
Ayrıca, bir süre önce MPL
Tv. "Hazır Kıta" programında Prof. Ahmet Maranki
ile Ramazan ayında bir çekim sonrası aramış, Dedesi Abdülhamid Han
Hazretlerinin manevi eğitmenlerinden olan bir kardeşimizle tanıştırmış, sahura
kadar Abdülhamit Han ve eşrafının "Metafizik İstihbarat"la
ilgili çalışmaları hakkında pek ama pek ilginç bilgiler almıştım...
Hakeza, Abdülhamid Han
Hazretlerinin mason uşakları tarafından hallinden sonra dağılmış gibi görünen bu istihbarat
birliğinin akıbeti hakkındaki birikimlerimizi paylaşmıştık....
(...)
FASILALAR (2)
Sevgili Yalçın'ın uyarısını
nisbeten dinleme rağmen karşılaştığım, tanıştığım bir takım giz bilimciler yine
HALK BİLİMCİ misyonumuzu tahrik ederek, KUTSAL TABUT'la ilgili ilginç bazı
tespitlerini aktardılar...
Bazı okurlarım zaman zaman
yazılarımdaki kapalı mesajları açmamı istiyorlar lakin bir kısmını açana kadar
bazen ben de pek zorlanıyorum, bir kısmını ise açmamam gerekiyor bu yüzden
mazur görsünler her alemin bir dili ve kelimelerin kifayet derecesi var,
buradan gayrısı Deccal'in ordusuyla
kapalı zarf usulü mesajlaşma ki onlar daha çoook şeyleri bizimle paylaşıyorlar
zaten...
FASILALAR (3)
(...)
Açık bir dağ o!..
Kendisinden başka bir dağ yok ortada. Çıplak, yolu bol orta büyüklükte yanyana
iki zirvesi olan dışı değil içi sırlarla dolu rızklı bir dağ orası...
Dağ sporları için tercih
edilen bir yer.
Ve tepesi düz, sivri değil,
helikopter dahi inebilir...
(...)
Zirvenin birinde içinde 21.
asrın sırrı olanın pek yakınında tek bir köy var. Ve o köy o dağın gizemini
biliyor! Pelerin ve etek tarzı bir kıyafet ve ilginç ve değişik şapkalar
takıyorlar. 20-25 kişi kadar özel bir koloni burası. Dağın binlerce yıllık
gizemli, dışarıya kapalı sakinleri bunlar...
Dağın medyada haberleri var,
haberleşmelerde adı sık geçiyor! Ya sırrını bilenler var mı?!
bunlar... Ölülerini hemen
gömmeyen uzun süre teşhir eden bir topluluk bunlar, onlara göre bir ibadet
metodu bu ritüel.
Zayıflar, cılızlar, orta
boylular
Dağın en önemli
zenginliği KUTSAL TABUT'u rahminde
taşıması!...
(...)
FASILALAR (4)
İşte O, O dağın zirvesinde
(iki zirvesinin birinde) lakin iki bohça da ii parça, iki parçanın arasında bir
duvar var. Aslında o bir lakin aralarındaki duvar ceviz içi gibi bir hal vermiş
sanki arada ince görünmez bir zar deyim yani...
(...)
İki bekçisi var biri
yakınına kadar gelmiş yılanın belini kırmış, üstüne çökmüş. Yılan bir ifrit
gibi kalksa kendini bulacak, canlanacak. Yılanın ağzında bir anahtar, yol alsa
ulaşsa sırrı açacak!.. Hedefe çok yakın!..
FASILALAR (5)
Ve birbirine benzeyen
yapılı- karanlık dünyalara ait 4 adam. Herkes masa başında, bu yerdeki giz için
düşünüyor...
Dağ sporcuları adı altında
grup, hedefin etrafında geziyorlar lakin gözleri görmüyor, dağın üstünde sanki
dağdan olmayan bir bölge gibi burası...
SIRR'UL ESRAR' DIR bu!..
HAKAAAN!..
SIRR'UL ESRAR'ı ne bildin ki
SEN!...
(...)
HAŞİYE (1)
Hadislerde Kutsal Tabut
Hz. Muhammed (sav) de birçok hadisinde sanduka ve onu bulacak olan
Mehdi/Kurtarıcı hakkında bilgiler vermiş ve bu kutlu olayı Müslümanlara
müjdelemiştir. Hz. Muhammed (sav) tarafından bildirilen hadislere göre sandık
Taberiye Gölü yakınlarındadır. Ahir zaman Mehdisi tarafından bulunup -aynı
Talut'un hükümranlığının belgesi gibi- O'nun hükümranlığının bir sembolü
olacaktır. Bu konudaki bir hadis şöyledir:
"Mehdi, Tabut-u Sekine'yi (Kutsal Sandığı) Taberiye
gölünden çıkaracak." (Ikdı'd Dürer, sf. 51-a)
Ahir zamanla ilgili geçen başka hadislerde de sandığın yeri ile ilgili
olarak başka yer isimleri verilir. Bu yer isimlerinin ayrı ayrı olmaları da
kutsal emanetlerin yerinin net olarak bilinmediği veya tedbiren değiştirildiği
belki de Hz. Mehdi için özel olarak korunduğu anlamında olabilir.
"Ona Mehdi denilmesinin nedeni, gizli olan bir şeyin yolunu
göstermesidir. Antakya denilen bir yerden Tabut'u (kutsal emanetler sandığını)
ortaya çıkaracaktır." (Suyuti, el- Havi li'l Feteva, II. 82)
(...)
HAŞİYE (2)
"Ona Mehdi
denilmesinin nedeni, Şam'da bulunan dağlardan birine yönelmesidir. Oradan
(gerçek) Tevrat kitaplarını çıkaracak, Yahudilere karşı delil getirecektir." (Suyuti, el-Havi li'l
Feteva, II. 81)
Bu hadislerle ilgili yorumlara göre, Mehdi zamanında Yahudilerden bir
kısmının körüklediği Siyonizm ateşi sönecek ve İslam'ın hoşgörüsü ve Kuran
ahlakı Yahudiler arasında da yaygınlaşacaktır.
Hadislerde geçen ve "Taberiye Gölü'ndedir" şeklinde
belirtilen yer İslam alimlerince, bir benzetmeye işaret kabul edilmektedir.
Taberiye, Şam'a yakın bir yerdedir ve Şam, ahir zaman hadislerindeki
anlatımlarda uzak bir yer, Mekke ve Medine'ye uzak olan anlamını da taşır. Bu
benzetme, Taberiye için de söz konusudur. Hatta buradan yola çıkan bazı yorumcu
ve araştırmacılar sandığın, Kudüs'te, Mekke'de, Taberiye'de, Hatay'da
olabileceğine dikkat çeker ve ek olarak İstanbul'a da özel işaret ederler ki o
dönemler itibariyle ta Bursa'ya kadar olan topraklar DIMEŞK yani ŞAM bölgesi
olarak adlandırılmıştır.
(...)
Özel Not:
Bu yazıyı tam bitirmiştim ki sevgili Yalçın aradı. İnanılmaz bir
tevafuk dedim... Daha önceki yazılarında değindiğim "HİÇ DÜŞÜNCEYE" devam
etmemi tavsiye etti. Said Nursi'nin gizlenen eserini sordu. Aslı ortalarda yok,
lakin SİKKE'İ GAYBİ TASDİK!.. dedim. Kutsal Tabut o aslında olmalı dedi...
Eyvallah dedim... Akabinde beynin bilinmez bölgelerine gömülüp, herkes gibi
gözlerin "70 BİN PERDENİN" ardına gizlenmiş hakikatleri göremediği lakin "o çok
bilmişlerin" dünyasında oynamaya devam ettik...
Aslında hayat, O KARA DELİK/APEXLER'İN ÖTESİNE AİT HAYATLARDAN
ibaret?........
HAKAN YILMAZ ÇEBİ