Araştırmacı Yazar Hakan Yılmaz Çebi Web Sitesi
ANASAYFA SİTEDE ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE SORU SORUN? İLETİŞİM

HAZIR KITA

HABER ARA


Gelişmiş Arama

EN ÇOK OKUNANLAR

SOSYAL PAYLAŞIM

DESTEK

DİN VE VATAN

BÖLÜNMEYE KARŞI UYANDIRAN SİTE..
"Sizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülükten sakındıran bir topluluk bulunsun." (Al-i İmran -104)

www.reddiyeler.com
Hastalara Okumak Hakkında..

Hastalara Okumak Hakkında..

Tarih 15 Eylül 2011, 12:51 Editör

Bunun içindir ki bir kısım hastalıkların tedavisinde ve ruhî olayların gelişmesinde Kur'an-ı Kerîm âyetlerini okumanın mucizekâr tesirleri görülmektedir.

Cenab-ı Hak lütuf ve keremiyle bazı zatlara ve bazı şeylere bir takım faydalar, kıymetler ve meziyetler vermiştir. Kalpleri hakikatlere açık olanlar çok iyi bilirler ki bu maddi âlemin ötesinde maneviyat âlemi vardır. Maddî alanda sayısız hadiseler meydana getiren ilâhî kudret, manevî âlemde de sonsuz olurlara vücut vermektedir.

Bu manevî hadiselerin tecellî etmesinde Kur’ân-ı Kerîm âyetlerinin pek derin te’sirleri vardır ki, bu da Cenab-ı Hak’ın Kur’an-ı Mu’cizü’l-Beyan’ın âyetlerine koyduğu faydalardan ve meziyetlerden ileri gelmektedir. Bunun içindir ki bir kısım hastalıkların tedavisinde ve ruhî olayların gelişmesinde Kur’an-ı Kerîm âyetlerini okumanın mu’cizekâr tesirleri görülmektedir.

Cami’us-Sağîr’de Hz. Ali (r.a.)’den rivayet edilen (4007 no.lu) hadis-i şerife göre “Her türlü hastalığa en hayırlı çâre ve ilâç Kur’ân’dır” buyurulmuştur. Esasen Kur’ân-ı Kerîm’in bizzat kendisi de kendini şifa ve rahmet olarak takdim ediyor. “Biz Kur’ân’dan öyle âyetler indirmekteyiz ki mü’minler için şifa ve rahmettir” (İsra / 82) buyuruluyor.

Bu âyetin tefsirinde üstad-ı muhterem Elmalılı Hamdi Efendi, bedenî hastalıklara yapılacak manevî tedavî hususunda “Maddi hekimliğin âciz kaldığı nice bedeni hastalıklar vardır ki, Kur’an’ın şifa sunan âyetleri ile iyiliğe kavuştuğu ehli olanlarca görülmektedir” sözleriyle bu hakikata işaret ediyor.

Evet, Kur’ân iman sahiplerinin hem kalp ve ruhlarına, hem maddi hastalıklarına bir şifa ve rahmet hazinesidir. Bazı sözlerin insanlar üzerinde bir takım tesirler yaparak akıllarını ve hislerini harekete geçirdiği inkâr olunamazken Rabbü’l-Âlemin’in kelamının insanların maddi ve manevi varlıkları üzerinde tesiri olamayacağını düşünmek mümkün müdür? Allah yarattıklarına göre ne kadar yüksek, ne derece kemâl sahibi ise, onun sözleri de o kadar üstün, tesiri o kadar yüksektir.

Allah tarafından indirilen semavî kitapların sırlarını taşıyan, şifa ve rahmet kaynağı olan Kur’ân-ı Kerim’in her bir âyeti, hatta her bir kelimesi ve harfi bitmeyen tükenmeyen bir hazinedir. 1400 yıldan beri bunlardan nice feyizler alınmış ve faydalar sağlanmıştır. Fatiha-i Şerîfe, Muavvizeteyn (Felâk ve Nâs sureleri) nin, Âyetü’l-Kürsî’nin ne büyük fayda ve meziyetleri olduğu ehli olanlarca bilinmektedir.

Kur’ân’ın havas ve faydalarını bildiren pek çok hadis-i şerîfler vardır. Misal olmak üzere, hayır ve bereket vesîlesi sayarak, bazılarını buraya alıyoruz: “Fatihatü’l-Kitap her derde şifadır.” “Fatihatü’l-Kitap ölümden başka her şeye şifadır.”

Ebu Saîd El-Hudrî (r.a.)’nın rivayet ettiği bir hadis-i şerife göre: Bir zat Rasûlüllah (s.a.v.)’ın huzuruna gelerek göğüs ağrısından şikâyette bulunmuş, Rasûl-ü Ekrem (s.a.v.)ona: Kur’ân oku, Allah Tealâ Hz.leri Kur’an’da: “Göğüslerdeki (gönüllerdeki) dertlere şifadır” demektedir, buyurmuşlardır.

Beyhakî (384-458 H.)’nin İbn-i Mesûd (r.a.)’den -merfu’ olarak- rivayet ettiği bir hadis-i şerifte: “Her gece Vakıa suresini okuyan kimse asla fakirlik yüzü görmez” buyurulmuştur.

Bununla ilgili olarak el-Hakayık’ta şu vak’ayı naklediyor: “İbnü Mesûd (r.a.)’in vefatlarından önceki hastalıklarında Hz. Osman (r.a.) kendisini ziyarete gitmiş; şikâyetiniz nelerdir? diye sormuş,

İbn-i Mesud (r.a.):

- Günahlarımdan, cevabını vermiş.

- Ne arzu ediyorsunuz? sorusuna:

- Rabbimin rahmetini

- Doktor göndereyim mi? sorusuna:

-Tabip beni hasta etti. (Tabip ile Cenab-ı Hakk’ı kastediyor)

-Para göndereyim mi? sorusuna: -Benim para ile pul ile işim yok, buyurmuşlardır.

Hz. Osman (r.a.)’ın: Kerimeleriniz için göndereyim mi? sözüne, sen benim kızlarım hakkında fakirlik ve darlık endişesi mi taşıyorsun? Ben onlara her gece “Sure-i Vakıa”yı okumalarını tenbih ettim. Rasûlüllah (s.a.v.)’den dinledim, buyurdular ki: “Her gece Vakıa Suresi’ni okuyan kimse asla fakirlik yüzü görmez.” karşılığını vermiştir.

Ve yine Beyhakî (384-458 H.)’nin naklettiği bir hadis-i şerife göre: Ma şâellahu lâ kuvvete illa billah “Allah’ın dilediği (olur). Allah’ın yardımı olmadan hiçbir kuvvet yoktur.” (Kehf 39) âyet-i kerimesini okumak mal, evlâd gibi herhangi bir nimetin ölümden başka bütün felâket ve belâlardan kurtulmasına sebep olur.

Başka bir hadis-i şerife göre de, herhangi bir üzüntü ile karşılaşan kimse: “O Yunus (a.s.), karanlıklar içinde (kalıp): “La ilahe illa ente sübhaneke. İnnî küntü mine’zzalimîn: Senden başka hiçbir ilâh yoktur. Seni tenzih ederim. Gerçekten ben haksızlık edenlerden oldum.” (Enbiya sûresi /87) diye Allah’a niyaz etmişti.” Bu ayette geçen duayı okursa o halden kurtulur.

İmam-ı Gazalî, Şafiî, Temîmî, Yâfiî, Bûnî gibi meşhur İslâm âlimleri tarafından Kur’ân’ın havassına dair hususî kitaplar yazılmıştır.

Yukarıdaki hadis-i şeriflerde gördüğümüz gibi Kur’ân-ı Kerîm âyetlerinin hastalara veya darda kalanlara okunması Rasûlüllah (s.a.v.) tarafından tavsiye buyurulmuştur.

Rasûlüllah (s.a.v.)’in bizzat hastalara okuduğuna dair pek çok sahîh rivayetler vardır. Müslim şarihi İmam-ı Nevevî (631-676 H.) bunları “Kitabü’l-Ezkâr” adını verdiği eserinde toplamıştır. Misal olmak üzere bunlardan birkaçını sunuyoruz:

Sahih-i Müslim’de Hz. Aişe (R.Anha)dan gelen rivayette Hz. Aişe (R.Anha) şöyle demiştir:

“Bizden bir insan hastalandığı vakit Rasûlüllah (s.a.v.) onu sağ eli ile mesheder; sonra: Ezhibi’l-be’se Rabbe’n-Nas. Ve’şfi ente’ş-Şâfi. Lâ şifâen illâ şifâuke. şifâen lâ yugadiru sakamen. Ey insanların Rabbi! rahatsızlığı gider, şifa ver! Şafî sensin! Senin şifandan başka şifa yoktur. Hastalık bırakmayan şifa (ver).” der idi.

Yine Buharî, Müslim, Ebu Davud, İbnü Mace ve Neseî’nin muhtelif ravîlerden tahriç ettikleri hadis-i şerifte şöyle denilmektedir.

Hz. Aişe (R.Anha) naklediyor: Hz. Peygamber (s.a.v.) hastalandığı vakit kendisine muavvizatı (İhlâs, Felak ve Nâs sureleri) okur ve üflerdi. Hastalığı şiddetlenince artık onun üzerine ben okuyor ve bereketini umarak kendi eliyle onu meshediyordum.”

Hadis-i şerifte geçen (nefes) tükürüksüz hafifçe üfürme demektir. Hastaya okurken üfürmenin müstehap olduğunu hadis-i şerif göstermektedir. İslâm uleması da bunun caiz olduğunda ittifak etmişlerdir. Sahabe, tabiîn ve onlardan sonra gelen âlimler bunu hep müstehap görmüşlerdir.

İmam-ı Malik kendisine okuduğu zaman üfler; demirle, tuzla rukye yapılmasına ve Süleyman (a.s.)’ın mührü şeklinde yazılmasına şiddetle karşı çıkar, bunda sihre benzerlik var, buyururlarmış...

Kur’ân-ı Kerim’den âyetler ve sûreler yazdırıp vücudunun bir yerine asmak veya bir kap içine yazdırıp bunu su ile bozarak hastaya içirmek gibi Kur’ân ile rukye yapmanın caiz olup olmadığı hakkında çeşitli görüşler ortaya atılmıştır. Ata b. Ebi Rebah (35-115 H.) ile Mücahid (21-103 H.), Ebu Kılâbe (?- 104 H.) Evzaî (88-157 H.), Hasan Basrî (21 - 110 H.) bunun mubah olduğunu söylerken Nehaî (46-96 H.) mekruh olduğunu ileri sürmüş ise de sonra gelen birçok meşhur âlimler caiz görmüşlerdir. “İmam-ı Nevevî (631-676 H.) de Şerhu’l-Mühezzep’te mezhebimizin (Şafiî mezhebi) gereği de budur” diyor.

Yukarıda kaydettiğimiz hadis-i şerif de Kur’an ve zikir ile rukye yapmanın müstehap olduğunu göstermektedir. Rasulüllah (s.a.v.)’in muavvizâtı okuması bunların her kötülükten Allah’a sığınmayı ihtiva ettikleri içindir.

Enes (r.a.)’ten rivayet edilen hadis-i şerifte: “Rasulüllah (s.a.v.) nazar değmesine, zehirli hayvan sokmasına, sıraca hastalığına karşı rukye yapmaya izin verdi.” şeklinde varid olmuştur. “Rasulüllah ruhsat verdi.” sözünden bunun önce yasak olduğu anlaşılmaktadır.

Şu hadis-i şerif te rukyenin önce yasaklanıp sonradan müsaade edildiğini açık olarak bildirmektedir.

Hadisin ravilerinden olan Ebu’z-Zübeyr, Cabir b. Abdullah’ı şöyle derken işitmiş: “Peygamber (s.a.v.) Benî Hazm’e yılana karşı rukye yapmaya ruhsat verdi. Esma Binti Umeys’e de şöyle buyurdu: “Bana ne oluyor ki, kardeşim oğullarının cisimlerini erimiş görüyorum. Acaba bir hacetleri mi var?!” Esma:

-Hayır (yok). Fakat onlara çabuk nazar değiyor, demiş. Peygamber (s.a.v.):

-“Onlara rukye yap!” buyurmuş. Esma diyor ki: Ben kendisine arzettim. Fakat o,

-“Onlara sen rukye yap! buyurdular.

Bu hadis-i şerifler Buhari (194-256 H.), Müslim (204-261 H.), Neseî (225-303 H.) İbn-i Mace (209-273 H.)’de vardır.

Bu mevzuda büyük muhaddis İbnü Şihab Ez-Zührî (50-124 H.) şunları söylüyor: “Âlimlerden bazı kimselerin şunları naklettiklerini duydum: Peygamber (s.a.v.) Medine-i Tahire’ye gelinceye kadar rukyeyi yasak etmişti. Çünkü o zamanlar rukyede birçok şirk ifadeleri yer alıyordu. Medine-Münevvere’ye geldikleri vakit ashabından bir zatı zehirli bir hayvan soktu. Ashap, Ya Resûlellah: Benî Hazm zehire karşı rukye yaparlardı. Sen rukyeyi yasak edince onlar da bıraktı, dediler. Bunun üzerine Peygamber (s.a.v.): “Bana Umareyi çağırın.” dedi. Umare Bedir savaşına katılan sahabîlerdendi. Rasûlüllah (s.a.v.): “Bana rukyeyi göster.” dedi. Oda rukyesini arzetti. Peygamber (s.a.v.) onda bir beis görmeyerek izin verdi.” demişlerdir.

Camius-Sağîr’de İbn Mesud (r.a.) rivayetinde: “Rasûlüllah (s.a.v.) okumakla tedavîden, büyü ve muska yapmaktan men’ etti.” Ve yine Camius-Sağîr’de İbnü Mesud (r.a.) rivayetinde: “Manaları hiç kimse tarafından bilinmeyen dualar, muskalar ve büyüler şirktir.” buyurulmuştur.

Bu iki hadis-i Şerif umumî bir yasaklama ifade eder gibi görünüyorsa da meseleyi diğer delilleri ile birlikte ele aldığımız zaman anlaşılıyor ki: Allah’ın kelâmı ve esması ile yapılanlara şirk demek mümkün değildir. Allah’ın adını ve kelâmını hayır ve bereket vesilesi yapmakla, Allah’tan başka ve onun izni olmadan hiçbir şeyin şifa vermeyeceğini bilerek bunları vücudunun bir yerine asmak ve bağlamakta bir beis yoktur. O halde Resûlüllah’ın bunları şirk olarak vasıflandırmaları hangi hikmete dayanmaktadır?

Menavî’de mesele şöyle açıklanıyor: “Asr-ı Saadette rukyelerin bilinen şekli şirki ihtiva ediyordu. Çünkü cahiliyye devri Arapları bu gibi şeylerin doğrudan doğruya te’siri olduğuna inanır ve haklarında takdir edilmiş olanlara da bu yol ile engel olmak isterlerdi. Bu hareketleriyle iyilikleri kendilerine çekmek ve zararlı olanlara da engel olmak için Allah’tan başka şeylere başvurmuş oluyorlardı ki bu da şirkten başka bir şey değildi.

Diğer yönden yasak edilen rukyeler, cinleri toplayıp onlara hakim olduklarını iddia eden, bir taraftan isim ve sıfatları ile Allah’ın, diğer taraftan cinlerin ve şeytanların yardımlarını elde etmeğe çalışmakla hak ve batılı biri birine karıştıran muskacıların yaptıkları rukyelerdir. Bundan dolayıdır ki, manasının hiç kimse tarafından bilinememesi ve anlaşılamaması yönü ile şirk lekesinden ve şüphesinden kurtulamayan sözlerle ve isimlerle rukye yapmaya izin verilmemiştir: İmam-ı Malik (93-179 H.) Muvatta’ında bildirdiğine göre: Hz. Aişe (R.Anha)’ye rukye yapmak isteyen bir yahudi kadınına Hz. Ebubekir (r.a.): Yalnız Allah’ın kitabı ile rukye yapabileceğini ihtar etmiştir.”

Alıntı

Bu haber 9523 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit




Dua - Korunma

Allah'tan başkasından yardım istemek !

Allah'tan başkasından yardım istemek ! Sapık itikadlı kişiler tarafından çarpıtılan "Allah'tan başkasından yardım istemek" konusunun ayet ve hadisler ...

Tevbe edilen günah affedilir

Tevbe edilen günah affedilir Tevbenin hayatımızda olmazsa olmaz bir ibadet olduğunu anlatmaya çalışan bir yazı..

(c) 2008 - 2015 Sizde Ümmeti Muhammed yararına hayırlı küçük bir iş yapmak istiyorsanız yazıları sevdiklerinize ulaştırabilirsiniz! Gayret, samimiyet ve aşk bizden tevfik Allah'tan! (cc) Sitemizden alınan yazı ve dosyalar, ticari amaç gütmeksizin, değişik istemediğimiz amaç ve çıkarlar uğruna kullanmaksızın, yazar ve site ismimiz kaynak gösterilmek şartıyla yayınlanabilir! Aksi halinde tüm yasal haklarımızı gizli tutmaktayız!
RSS Kaynağı | Yazar Girişi | Yazarlık Başvurusu

Alt Yapy: MyDesign - Dizayn ve Hosting: Ri-Mer Bili?im